22 Şubat 2011 Salı

bakan babacan açıkladı emekli zammına faiz uygulnmayacak

’6.5 milyon emekli, Ocak ve Şubat’ta alamadığı zamlara faiz işletilecek mi?’ diye merakla beklerken, olumsuz cevap Bakan Babacan’dan geldi. Torba Yasa’nın gecikmesi nedeniyle 2011 zamları Mart maaşlarına kalan SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin merakla beklediği bu sorunun yanıtını ekonominin patronu Bakan Ali Babacan  ’faiz yok’ diye cevapladı. Babacan,  Ankara’da ekonomi muhabirleri ile sohbet toplantısı yaptı. maaş farklarına faiz işletmenin mümkün olmadığını, böyle bir uygulama için  yasal düzenleme gerekebileceğini söyledi.

 kaynak: http://kirklarelihaberci.blogspot.com/

edirne'de 1000 üniversiteli öğrenci şehir içi ulaşım ücretleri için belediyeye yürüdü. başkan hamdi sedefçi aleyhinde sloganlar atıldı.

             

Protesto sırasında Başkan
Sedefçi makamında yoktu
 *1000 kadar öğrenci Belediye Başkanı Sedefçi'yi protesto etti.  
Edirne’de yaklaşık 1000 Üniversite öğrencisi şehir içi ulaşım ücretlerine yapılan zamları protesto etmek için  belediye binasına yürüdü. Yürüyüş sırasında gördükleri bir minibüsü yumruklayan öğrenciler ile polis arasında gerginlik çıktı. Tartışmaların yaşandığı eylem sonunda zamların geri alınması talepleri belediye tarafından kabul edilmeyen öğrenciler boykot kararı aldı.
Edirne’de geçen hafta uygulamaya konulan zamları protesto etmek için Trakya Üniversitesinden yaklaşık bin öğrenci bugün Saraçlar Caddesinde topladı. Ellerindeki karikatürler ve sloganlarla CHP’li Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi’nin zamları geri almasını istedi.
Buradan yürüyüşe geçen eylemci öğrenciler belediye başkanlığı binasının önüne gelerek yolu kapadı ve sloganlar attı. Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı eylemde biber gazı taşıyan polis memurları da hazır bekletildi. Öğrenciler sloganlar atarak zamları protesto ederken polis ise belediye başkanlığı binasının kapısında durarak öğrencilerin girişlerine izin vermedi. Zamların geri alınmasını isteyen öğrenciler yaptıkları basın açıklamasının ardından Belediye Başkan Yardımcısı Murat Muratoğlu ile görüştü ve taleplerini iletti. Ancak yeni kurdukları ulaşım sistemini savunan Muratoğlu, zamların geri alınmasının söz konusu olmadığını söyledi. Öğrencilerin eylem sırasında Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi’nin belediye binasında ve makamında olmadığı belirtildi.
ÖĞRENCİLER MİNİBÜS YUMRUKLADI
Belediye önündeki eylemin ardından tekrar yürüyüşe geçen eylemci öğrenciler bu sırada yoldan geçen bir yolcu minibüsüne saldırdı. Minibüsü yumruklayan öğrencilere polis müdahale ederek yoldan uzaklaştırmaya çalıştı. Talepleri kabul edilmediği için eylemi sürdürmek isteyen öğrencilerin çevresini saran polis ekipleri eylemi bitirmeye çalıştı. Yürüyerek yeniden Saraçlar Caddesine gelerek sloganlar attı. Ellerinde Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi’nin resimlerinin bulunduğu dövizler taşıyan öğrenciler halay çektikten sonra talepleri kabul edilmediği için boykot kararı alarak dağıldı.
Edirne Belediye Meclisi, 2 Şubat 2011 de yapılan toplantıda ulaşım ücretlerine ortalama yüzde 33 oranında zam yaptı. Şehir içi ulaşımda kısa hatlar 1,25 TL, uzun hatlar ise 1.75 TL ye çıktı. Kartlı sisteme geçilen  Edirne’de kartsız minibüse binen vatandaşlar nakit binişlerde de 1,50 TL. ve 2 TL. ödüyor. Öğrencilerin indirimlerden faydalanmaları için belediye, öğrencilerden Edirne’de ikamet ettiklerine dair resmi belge talep ediyor.



kaynak:  http://kirklarelihaberci.blogspot.com/

lüleburgaz'da geçen yıl beşiz doğuran rekortmen koyun bu defa altız doğurdu.

Luleburgaz’da geçen yıl 5 kuzu Doğurarak herkesi hayret içinde bırakan  Koyun, Bu yılda  6 kuzu Dunyaya getirerek kendisine ait rekoru kırdı.
Aynı cins koyunlar ikiz, nadirende üçüz doğururken altız doğurarak rekor kıran koyun sahibi,   Gurkay Kara, koyunun "Altız Doğurmasının" Kendisıni hem şasırttığını, hem de sevindirdiğini belırterek, sağlıklı olan altı kardeşi  görrmek için  komşularının evine adeta akın ettiğini  söyledi.
Adem Önder 

21 Şubat 2011 Pazartesi

Ne Google, Ne de Microsoft! En Büyük O!

Ne Google, Ne de Microsoft! En Büyük O!

Google, Apple, Microsoft ve Diğerlerini Geride Bırakan Dev Şirket, Nasıl Bir Başarıya İmza Attı?
 
Çalışan başına dünyanın en yüksek kar eden teknoloji
şirketinin kim olduğunu biliyor musunuz? Hayır, cevap ne Apple, ne Google, ne de Microsoft... İşte teknoloji sektörünün gizli devi: Valve...

Daha çok Oyunseverlerin yakından tanıdığı bir isim olan Valve, bir zamanlar dünyayı kasıp kavuran Half Life isimli Oyunun arkasındaki isim. Oyun sistemini tamamen internete oturtan şirket, internet üzerinden çok düşük fiyatlarla orjinal Oyunları kullanıcılarına ulaştırıyor.

4 milyar dolarlık Oyun sektörünün yüzde 70'ini elinde bulunduran Valve, çalışan başına en yüksek geliri bu şekilde elde ediyor.

Oyunların lisansını Valve'ın bu sisteminden satın alan kullanıcılar, verilen bağlantı adresine tıklayarak Oyunu bilgisayarına indirebiliyor. Oyuncuların sahip olamadığı tek şey ise Oyunun orijinal kutu ve CD'si oluyor.

Selim Öztürk (Kaynak: Chip.com.tr)

Ergene Nehri Kirliliği İçin Toplandılar

Ergene Nehri Kirliliği İçin Toplandılar
Ergene Hayata Dönsün" Eyleminin İkincisinin 10 Nisan'da Kırklareli'nin Lüleburgaz İlçesine Bağlı Karamusul Köyünde Yapılması Kararlaştırıldı.
 
 
Ergene Hayata Dönsün" eyleminin ikincisinin 10 Nisan'da Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesine bağlı Karamusul köyünde yapılması kararlaştırıldı.

Ergene Platformu üyeleri, Karamusul köyünde bir araya geldi. Platform üyeleri, köyde temaslarda ve
incelemelerde bulundular.

Bölgedeki incelemelerin ardından köy kahvehanesinde toplanan platform üyeleri, ilki 24 Ekim 2010'da Edirne'nin Uzunköprü ilçesinde yapılan "Ergene Hayata Dönsün" eyleminin ikincisinin Karamusul köyünde yapılmasını kararlaştırdılar.

Toplantıda, Ergene sorununun bölgenin ortak sorunu olduğu ve kimsenin buna duyarsız kalmaması gerektiğinin altı çizildi.

Ergene'deki kirliliğin yalnızca su kirliliği olmadığı, toprağın, insanların ve tüm canlıların bundan olumsuz etkilendiğinin kaydedildiği toplantıda, eyleme katılımın sağlanması ve eylemin duyurulması amacıyla katılımcıların kendi bölgelerindeki belediyeler, ilgili kamu kurumları, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, muhtarlar ile görüşmesi, eylemin ses getirmesi için çeşitli protestoların yapılması kararları alındı.

Ayrıca, "Ergene Hayata Dönsün" eyleminin detaylarını görüşmek ve gerekli hazırlıkların yapılması amacıyla 6 Mart'ta Lüleburgaz'daki Petrol-İş Trakya Şubesinde bir ön toplantı daha yapılması kararlaştırıldı.

Açıklamanın ardından grup, köyden ayrıldı.

- KIRKLARELİ (Anadolu Ajansı)
 

Edirne'de Tır Kuyruğu Çilesi

Edirne'de Tır Kuyruğu Çilesi

Bulgar Bakanlar Edirne' de "Tır Kuyrukları Bitecek"
 
BULGARİSTAN Maliye Bakanı Simeon Diyankov ve Kültür Bakanı Vejdi Raşidov, TIR kuyruklarının yeni yapılacak
otoyol ile 1 yıl içinde çözüleceğini söyledi. Hafta sonu İstanbul'a giden Türk uyruklu Bulgaristan Kültür Bakanı Vejdi Raşidov ve Maliye Bakanı Simeon Diyankov, karayolu ile dönüş yolunda Edirne'ye uğradı. Burada Bulgaristan Edirne Başkonsolosu Valcho Georgiev Markov ile birlikte öğle yemeği yiyen iki bakan, ardından St. Konstantin Elena Kilisesi ve Sveti Georgi Kilisesi ile Selimiye Camiini gezdiler. Bulgar vatandaşlarla görüşüp onların problemlerini öğrendiklerini belirten iki bakan, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

TIR kuyruğu sorununun da çözüleceğini belirten Bulgaristan Maliye Bakanı Simeon Diyankov, "Biz otoyol yapıyoruz ve 2 sene içinde bitecek. Kaptan Andreova Sınır Kapısı'nda 6 peron daha açacağız ve ulaşım daha kolay olacak. Şuan problem var."dedi. Kültür Bakanı Vejdi Raşidov ise, 1 hafta içinde yapımına başlanacak olan otoban ile birlikte 6 gişe yapılacağnı ve 1 yıl içinde bu kuyruklar rahatlayacağını söyledi.

TEL ÖRGÜ UYDURMA
İki ülke arasına tel örgü yapımını söz konusu olmadığnı belirten Maliye Bakanı Simeon Diyankov, "Şap hastalığı birkaç köyde vardı ve o problem çözüldü. Hayvanların yerine para verdik bizim köylülere. Şuan problem yok. Tel örgü yok, olamazda, gazeteciler çıkarttı bu meseleyi, böyle birşey yok."dedi.

Ardından iki bakan, çok sayıda Türk lokumu ve baklava ile Edirne'nin meşhur badem ezmesi'nden aldıktan sonra Kapıkule Sınır Kapısı üzerinden karayolu ile Edirne'den ayrıldı. (Doğan Haber Ajansı)
 

Dedeoğlu: “Genel seçime, geçmişten çıkarılan derslerle gidelim”


Cumhuriyet Halk Partisi Kırklareli milletvekili aday adayı Hakan Dedeoğlu, Trakya’nın sorunlarını yerinde dinlediği belde ve köy ziyaretlerine son hızla devam ediyor. 
Bu çerçevede Çarşamba günü Kavakdere ile Tatarköy köylerine giden Dedeoğlu, buradaki kahve toplantılarında görüş alışverişinde bulundu. Aday adaylığının yanısıra aktivist kimliğiyle de bilinen Dedeoğlu, çevreci çalışmalarını da eş zamanlı olarak sürdürmeye devam ediyor.
Çarşamba gecesi ilk olarak Kavakdere Köyü’ne giden Hakan Dedeoğlu burada Muhtar Vedat Dengiz, Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Hasan Çetin, CHP'li delegeler, üyeler ve geniş bir halk kitlesince karşılandı. Dedeoğlu’nun ziyaretlerine Bağımsız Tarım Orman ve Çevre Sendikası (BATOÇ-SEN) Genel Teşkilatlanma Sekreteri Göksal Çidem ile Kırklareli Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hüsamettin Duman’da iştirak etti. Trakya'nın ve Türkiye'nin sorunları üzerine önemli değerlendirmelerin olduğu ziyarette Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı'nın -Türkiye'nin ilk çevre düzeni planının 1/25000'lik planlarla delinmeye çalışıldığı gündeme geldi.
“Yaptığım şey yıllardan beri olduğu gibi toplum için müdahil olmaktır”
Kavakdere Köyü’ndeki toplantının da ana teması bölge topraklarının amaç dışı kullanılmak istenmesiydi. Bölgenin, İstanbul'un arka bahçesi yapılmak istendiğini ifade eden Dedeoğlu, Kocaeli ve çevresinde yaşananların Trakya'nın da kaderi olmaması gerektiğini belirterek; “Trakya'da yaşanan olumsuzluklar vatandaşın kaderiymişçesine bir hava estiriliyor. Bunun aksini kanıtlamak Trakya insanının karakterinin, eğitim seviyesinin gereğidir. Ben burada siyaset yapmıyorum. Yaptığım şey yıllardan beri olduğu gibi toplum için müdahil olmaktır; sorunları dile getirip çözüm için uğraşmaktır. Bölgenin suları, sizin sularınız, size sorulmadan resmen çalınıyor. Buna engel olmak için bir şey yapmanız gerekmez mi?” diye konuştu.  TEMA Vakfı ve ADD gibi ciddi sivil toplum örgütlerinde birçok soruna karşı duruş sergilemesiyle tanınan Hakan Dedeoğlu, yöneltilen örgütlenme sorusuna cevaben, bireysellikten kaçınarak ortak bir güç olmanın, sayısal olarak çokluk ile doğru toplumsal etki yaratmanın önemine vurgu yaptı.  
Dedeoğlu Kavakdere’den sonra Lüleburgaz'a bağlı Tatarköy'e geçti. Burada ilk önce delegeler, üyeler sonrasında da halkla biraraya gelerek, şu açıklamalarda bulundu:
“Eylemlerimizi siyaset üstü düzeyde gerçekleştirmeliyiz”
“Yaşadığımız çevrede insan ve doğa olgusunu çağın gerektirdiği çerçevede algılayabilmemizin tek yolu haklarımıza ve hukuka sahip çıkmaktır. Bu noktada ormanımızı, meramızı, su havzamızı, kısacası tüm doğal varlıklarımızı kesintisiz korumak zorundayız. Bunu yaparken dikkat etmemiz gereken en önemli olgu, eylemlerimizi siyaset üstü düzeyde gerçekleştirmemizdir. Bölge insanı, verimli topraklardaki çarpık sanayileşme hamlesine de haklı olarak karşı durmaktadır. Geçmiş yıllarda özellikle Kavakderede ‘Endüstriyel Katı Atık Bertaraf Tesisi’nin’ yapılmak istenmesi, bölge halkının karşı koyması sonucunda bertaraf edilmiştir. Bu nedenle önümüzdeki Genel Seçimlere, geçmişten çıkarılan derslerle gidileceğini beklemekteyim.”
“Pergelin sivri ucu sağlam olursa, çizilen dairede düzgün olur”
Milletvekilliği aday adaylığı öncesinde de Trakya için verdiği mücadelelerle herkesin yakından tanıdığı bir isim haline gelen Hakan Dedeoğlu, milletvekili olması durumunda sadece il çapında değil, Trakya bölgesinde eksik kalan tüm işlerin tamamlanacağını her platformda dile getiriyor. Ülke gündemi için yaptığı değerlendirmelerde ise Dedeoğlu; “Silahlı kuvvetlerin zayıflaştırılması yönünde ortaya konan baskıların temelinde Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923'de ortaya koyduğu hedefleri görmekteyiz. Bu noktada sadece beklemek olayları basından gözlemlemek yeterli değildir. Hepimiz kapımızın önünü süpürmekten başlayarak çalışmalarımızı en yakın tarih ve dönemde başlatarak ve genişleterek ortaya koymak zorunluluğumuz olduğunu unutmamalıyız. Kırklareli ili, Lüleburgaz İlçesi Türkiye'nin eğitim öğretim konusunda en etkin noktadır. Yani pergelin sivri ucudur. Pergelin sivri ucu sağlam olduğu takdirde çizilen daire geniş ve düzgün olacaktır. Aynen Trakya insanının aydınlık yüzü gibi. Özellikle CHP olarak ilkeler temelinde aynen ulusal Kurtuluş Savaşı'ndaki dönem gibi ciddi, dürüst bir şekilde ve kararlılık içinde Mehmetçik Temeline oturan ve ülkemizin içte ve dışta yüzyıllardır güvenliğinin ta kendisi olan TSK'nın etkisizleştirilmesine asla izin veremeyiz. Biraz önce ifade ettiğim gibi temizliğe kapının önünden başlayarak Trakya'nın yapılanmasında tüm Anadolu'ya yansımasını aksettirmeliyiz” ifadelerinde bulundu.
“Hukukun üstünlüğü ilkesi Türk insanının en önemli dayanağıdır”
Özellikle birinci sınıf tarım arazisi olan Trakya Bölgesi’nin sorunları ortadayken iktidarın dikkatleri başka noktaya çekmiş olması oyununa gerek CHP gerekse bölge insanı olarak dikkat etmek gerektiğine vurgu yapan Dedeoğlu; “Genel anlamda çiftçilerimizin, işçilerimizin, memurumuzun, küçük esnafımızın kafası sürekli karıştırılmaktadır. Bu noktada yetkililerin yani seçilmişlerin gereğini yapmaları zorunluluk haline gelmiştir. Bunlardan biri de yine HEAŞ meselesidir. Özellikle yargı sürecinin devam ettiği şu aşamada tarafların konu ile ilgili olarak ortaya koyduklarını iyi gözlemlemek zorundayız. Hukukun üstünlüğü ilkesi Türk insanının en önemli dayanağıdır. Bu konu asla sarsılmamalıdır. Cumhuriyetçilikten yana çağdaşlıktan yana olmaya devam edeceksek gereğini yapmak yani hukuku işletmek mecburiyetindeyiz. Aday adaylığım çerçevesinde birçok ziyaretler gerçekleştiriyorum. Bölgelerin ihtiyaçlarını sorunlarını tespit ettim. Sorunların çözümüne ilişkin çalışıyorum. Bazı sorunların çözümü için yetki gerekiyor. Bunun neticesinde de siyasete atıldım. Milletvekili seçildiğim takdirde yıllardır mücadelesini verdiğimiz konularla ilgili olarak sadece il çapında değil, Trakya bölgesi kapsamında tüm işlerin gerçekleştirilmesi için çalışacağım. Bu olağan üstü bir durum değildir. İnsanın karşılıklı olarak dürüst ve samimi olması yeterlidir” açıklamasında bulunarak, ziyaretlerinin de genel bir değerlendirmesini yapmış oldu.
“Her şeyin gereğini Trakyalı olarak öne çıkarak yapmalıyız”
Hakan Dedeoğlu geçtiğimiz Pazartesi CHP Lüleburgaz İlçe yönetimindeki toplantıda da diğer milletvekili aday adayı Tuna Soykan’la birlikte Trakya’nın harekete geçmesi gerektiği yönünde açıklamalar yapmıştı. Dedeoğlu, artık gerekenin yapılması gerektiğini ve eylemci olunması gerektiğini söyleyerek; “Bu ülkenin kurucusu olmak, ilkeli hareket etmek kolay değildir artık gerekeni yapmak gerekiyor. Eylemci olmalıyız. Bu noktada Lüleburgaz, en kısa zamanda görüş ve düşüncelerini ortaya koyma zorunluluğu taşımalıdır. Bu Trakya'nın önünü açtığı gibi, Türkiye'nin de önünü açacaktır. Her şeyin gereğini Trakyalı olarak öne çıkarak yapmalıyız” ifadesinde bulunmuştu.
Tuna Soykan; “ Trakya gerektiğinde tokatını atıyor”
Aynı toplantıda konuşan Tuna Soykan da; “Onca sıkıntılar yaşanırken, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Cumhuriyet kazanımlarını kaybettiğini görürken, başka konuları nasıl konuşacağımı bilmiyorum. Dışarıda herkes şikayetçi, ama oyları yine alıyorlar. Türkiye'de daha önce bizim de mağdur olduğumuz darberler oldu. Şimdi paşaları aşağılayarak, orduyu yıpratarak eylemler oluyor. Seçimle geldiler. Ancak Hitler'de seçimle gelmişti. Trakya gerektiğinde tokatını atıyor. Ancak bunun daha da ilerisine gitmeliyiz. Gündem can sıkıcı” açıklamasında bulunmuştu.
“Et krizinin temelinde meraların yokedilmesi yatıyor”
Aday adaylığının yanısıra TEMA Lüleburgaz Gönüllüsü olarak diğer çalışmalarına da aksatmadan devam eden Hakan Dedeoğlu bir başka açıklamasında, TEMA’nın kuruluşundan bu yana mera varlığının korunmasına dikkat çektiğini dile getirerek, ülkenin içinde bulunduğu kırmızı et krizinin temelinde, meraların yok edilmesinin yatmakta olduğunu savundu ve şunları kaydetti:
“Oysa meralarda doğal olarak yetişen bitki örtüsü, hayvanların yem ihtiyacını karşılar, erozyonu önler, su varlığımızı korur, üstelik bunun için ücret de talep etmez. Bütün faydalarına rağmen 1940'lı yıllarda 46 milyon hektar olan mera varlığımız, 1950'li yıllarda 37 milyon hektara ve günümüzde 21,7 milyon hektara kadar düşmüştür. TEMA Vakfı, kuruluşundan bu yana mera varlığımızın korunmasına dikkat çekmektedir. Vakfın Bolu Seben Kozyaka, İzmir Bergama Çamavlu, Edirne Merkez Elçili gibi çeşitli köylerde uyguladığı ilk örnek projeler, mera ıslah amaçlıdır. Vakıf ayrıca, 1998 yılında Mera Kanunu'nun çıkarılmasına önemli katkı sağlamıştır.”
“Yanlış politikalar üretim sorunlarına yol açmıştır”
Mera Kanunu'nun tüm maddeleriyle uygulanmasının hayvancılığı yeniden hak ettiği yere getireceğini ifade eden hakan Dedeoğlu; “İçinde bulunduğumuz durumun özeti şöyle: Besicilerimiz kaba yem ihtiyaçlarını maliyet olarak karşılayamadıkları için doğurgan dişi hayvanlarını bile kasaba vermektedir. Bu süreç kırmızı et, hatta kurbanlık ihtiyacımızın bile dışarıdan canlı hayvan ithal ederek karşılanmasına kadar varmıştır. Kırmızı et ithalatı, et hayvancılığımızın tasfiyesine neden olacağı gibi, giderilmez sağlık sorunlarına da yol açacak niteliktedir. Halkımız sofrasına mısır ve soya gibi genetiği değiştirilmiş fabrika yemlerini tüketen hayvanlara ait etin gelme ihtimaline karşı büyük tedirginlik içindedir ve ne yiyeceğine kendi karar vermek istemektedir. Son günlerde medyada yer alan ve yoğunlukla GDO'lu yem kullandıkları bilinen Arjantin gibi Güney Amerika ülkelerinden yapılmak istenen et ve canlı hayvan ithalatı, öncelik ve ivedilikle durdurulmalıdır. Yanlış hayvancılık sektör politikaları ve yetersizlikler sonucunda et fiyatları yükselişi gerekçe gösterilerek yapılan kırmızı et ithalatı daha şimdiden, çok ciddi üretim sorunlarına yol açmıştır. Et hayvancılığı gelişimi için doğru ve bilimsel politikalar oluşturarak uygulamak yerine, kolaycı yöntem seçilerek kasaplık hayvan ve et ithalatının önü açılmış, et hayvancılığı ve besicilik sektörü bu haksız rekabete karşı direnecek gücü olmadığı için ezilmiştir. Çünkü ülkemizde çok uzun zamandan beri yem fiyatları, süt ve et fiyatlarının üstünde seyretmektedir. Üstelik bu olumsuzluğu giderecek destekleyici bir politika uygulanmamaktadır. Et sorununun süt sorunu, süt sorununun da kırmızı et sorunu olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Gelişmiş ülke üreticileri 1 kg süt ile 2-2,5 kg yem alabilirken, yerli üretici 1 kg süt ile ancak 1 kg yem alabildiği için zorunlu tasfiye sürecine sürüklenmektedir. Gelişmiş ülkelerin üstün verimli et ırklarından ucuz yemler kullanarak sağladıkları düşük maliyetli kasaplık hayvan ve et ürünleri, o ülkelerin uyguladıkları ihracat sübvansiyonları ile Türkiye'nin ithalattaki gümrük vergilerini düşürmesiyle yerli üreticiden çok daha ucuz fiyatlarla ülkeye girmeye başlamıştır” dedi.
“Besicilerimize pozitif ayrımcılık uygulanmalı”
TEMA Vakfı’nın, besi hayvancılığındaki bu olumsuz tabloyu gelecekteki kıtlığın habercisi olarak değerlendirdiğini söyleyen Dedeoğlu açıklamasını şu cümlelerle bitirdi:
“Bunun için; Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden rahat yasamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdur’ düsturundan hareketle, üretken besicilerimize pozitif ayrımcılık uygulanarak, birçok sektörde yaşanan dışa bağımlılık kıskacından kurtulunmalıdır. Uzun dönem için; Türkiye toplumunun dengeli ve yeterli beslenmesi, hayvancılık üreticilerinin refahı ve dış pazar potansiyelinin kullanılması bakımından, et hayvancılığı sorunlarından arındırılarak, yeni-doğru-gerçekçi politikalarla geliştirilmelidir. Hayvancılığının gelişmesi doğal olarak, tarımın doğru stratejiler yönünde değişmesine, yani verimlilikle üretkenlik sağlamayı öngören doğru-tutarlı tarım politikalarına bağlıdır. Bu politikalar kapsamında; kırmızı et üretimi, toplumun beslenme talebini, ekonominin katma değer talebini, dış pazar olanaklarını birlikte kavrayan bir üretim hedefine yönlendirilmelidir. Üretimde verimliliği sağlamak için, hayvan varlığımızın ırk yapısının geliştirilmesi zorunludur. Irk yapısının geliştirilmesi için, hayvan varlığımız etçi sığır ve koyun ırkları ile hem etçi hem sütçü kombine ırklar doğrultusunda geliştirilmeli ve hayvan sayısı artırılmalıdır. Hayvancılığının gelişmesi için kaliteli kaba yem üretimi desteklenmeli ve yaygınlaştırılmalı, eskilerin deyimi ile ‘et meselesinin ot meselesi’ olduğu gerçeği hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır."
 

Vali Öner; “Elimizden gelen yardımı yapacağız”


 Türkiye Sakatlar Derneği Kırklareli Şubesi, Başkan İrfan Özeklioğlu önderliğinde Vali Ali Haydar Öner’e bir ziyaret gerçekleştirdi. Vali Öner, derneğe zamanla ellerinden gelen yardımı yapacağını söyledi ve ekledi; “Valilik binasınada engelli asansörü ve tuvaleti yapmayı düşünüyoruz”
Kırklareli Valisi Ali Haydar Öner'e ziyaretler devam ediyor. Birçok alanda ve projede çalışmalar yapan Türkiye Sakatlar Derneği (TSD) Kırklareli Şubesi Başkanlığı, Kırklareli Valisi Ali Haydar Öner'i makamında ziyaret etti. Sakatlar Derneği Başkanı İrfan Özeklioğlu başta olmak üzere Başkan Yardımcısı Mehmet Özgülen, Mali Selreter Bahadır Genim, Şube Sekreteri Arif Uzunoğlu, Yönetim Kurulu üyesi Savaş Eskici ve dernek üyeleri Ercan Dinkler ile Behice Köseoğlu, Vali Öner’e “hoşgeldin” ziyaretinde bulundular. Sıcak bir ortamda gerçekleşen ziyarette Dernek Başkanı İrfan Özeklioğlu derneğin yapısı ve faaliyetleri ile ilgli olarak Vali Ali Haydar Öner’i bilgilendirdi. Derneğin maddi sıkıntılar da yaşadığını kaydeden Özeklioğlu; "Üye aidatları ile ayakta kalmaya gayret ediyoruz. Derneğimizi maddi sıkıntıdan kurtarıp çalışmalarımızı daha etkili sürdürmek istiyoruz. 325 TL’lık bir kira geliri ile derneğimizin giderlerini karşılamaya çalışıyoruz. Sizin de katkılarınızla çalışmalarımızı daha etkili gerçekleştirebileceğimiz iyi bir dernek ve dostluk evi kurmayı istiyoruz" dedi.Bunun üzerine Vali Ali Haydar Öner; “Kendinize ait başınızı sokacak bir dernek binasının olması çok güzel. Bize gelen bir çok kurumun yeri yok. Zaman içerisinde elimizden gelen desteği vermeye çalışıcaz. Ayrıca Valilik binasına da engelli asansörü ve tuvaleti yapmayı düşünüyoruz” dedi.
Ziyarette Vali Öner, misafirlerine lokum ve hardaliye ikram etti.
 

Valilik, Melek Karataş'ın Ölümü ile İlgili Soruşturma Başlattı

Edirne Valiliği Başka Bir Hastaneye Sevkedilirken Yolda Hayatını Kaybeden Melek Karataş Olayı ile İlgili Soruşturma Başlattı. Önceki gün Selimiye Devlet Hastanesi'ne kaldırıl-dıktan sonra Çorlu'daki özel bir hastanenin yoğun bakım ünitesine sevk edilen Karataş, Havsa ilçesi yakınlarında yolda hayatını kaybetti. Bunun üzerine Karataş'ın yakınları devlet hastanesine akın ederek acil servis doktoruna tepki göstermişti. Cenazeyi taşıyan ambulansın hastaneye girmesiyle birlikte büyük üzüntü duyan Karataş'ın yakınları hastalarına gerekli müdahalenin yapılmadığını, ambulansın zamanında çağrılmadığını ve yaklaşık 4 saat bekletildiklerini iddia etti. Bunun üzerine olayla ilgili araştırma ve soruşturma başlatan Edirne Valiliği konuyla yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, "Daha önce Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Okulo Farengial Musculer Distirofi tanısıyla takip edilen Melek Karataş isimli 17 yaşındaki hasta 18.02.2011 tarihinde solunum sıkıntısı şikayeti ile saat 11:08' de kendi imkanlarıyla Edirne Devlet Hastanesi Selimiye Ünitesine başvurmuştur. Dışarıdan teknik olarak her hangi bir müdahale etme imkanının mümkün olmadığı 112 otomasyon sistemi üzerinden Hastayla ilgili olarak 18.02.2011 tarihinde tespit edilen başka bir başvuru bulunmamış olup, basın yayın organlarında geçtiği şekilde saat 09:00' da Edirne Devlet Hastanesi Selimiye Ünitesine getirildiği şeklindeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır." denildi. Açıklamada ayrıca, "Edirne Devlet Hastanesi Selimiye ünitesinde yapılan gerekli tıbbi tedavi ve müdahaleler sonrasında saat 11:54' te yoğun bakım ihtiyacı nedeniyle 112 Komuta Kontrol Merkezine sevk için başvuruda bulunulmuştur. Komuta Kontrol Merkezine ilk başvuru saati olan saat 11:54'ten yoğun bakım yerinin ayarlanması ve ambulansın hareket saati olan 13:20 arasında bir saat yirmi altı dakikalık bir süre geçmiştir. Hasta hakkında çeşitli basın yayın kuruluşlarında çıkan haberlerde iddia edildiği gibi dört saatlik bir sürenin geçmiş olduğu ve ambulansın gelmediği gerçeği yansıtmamakta olup, hastanın ambulans ile nakli esnasında ihtiyaç duyduğu tüm gerekli tıbbi müdahale ve girişimler yapılmıştır, yapılan tüm müdahalelere rağmen hasta kurtarılamamıştır." bilgisi verildi

kaynak: http://www.edirneajans.com/index.php

Öğrencilerin Ulaşım Zamlarına Tepkileri Artıyor

                                                                                     Edirne Belediyesince yapılan %25'li zamma tepki gösteren öğrenciler Belediye Başkanından zammı geri almasın istediler. PALYE adlı şirkete, belediyece yüksek maliyete yaptırılan güzergah belirlenmesiyle, Edirne'de ulaşımın daha karmaşık hale geldiğini belirten öğrenciler” Belediye Meclisinin 8 Şubatta yaptığı toplantıda ulaşım ücretlerine %25 kararı alınmasına karşın bu uygulamada %50 ye varan zam yapılmıştır. Buna gerekçe olarak uzun süre zam yapılmadığı ifade edilmektedir. Aslında bu 10 milyonluk hat ücretini halkın sırtına yüklemektir. Bu sorun çözümlenmiş gibi bir de Kent Kart uygulamasıyla zamlar arka plana itilmek istenmiştir. Bu kart sistemi bazı problemleri de gündeme taşımıştır. Siviller için 5 lira olan kart öğrenciler için 7,5 lira olarak belirlenmiştir. Bu uygulama milyonlarca liraya ulaşan ranta dönüşmüştür.Bu arada kart kullananlar ve kullanmayanlar arasında hukuksuzluğa neden olmaktadır. Öğrenciler için ikametgah zorunluluğuna bir anlam veremiyoruz. Ayrıca kart uygulamasıyla geçimlerini muavinlikle sağlayan vatandaşlarımız işsiz kalacaklardır.
MUAVİNLERE İŞ
BULUNMALIDIR.
Belediyenin bu haksız zamları geri almasını istiyoruz. Zamlar geri alınıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir. diğer yandan güzergahların yeniden düzenlenmesi gerektiği inancındayız. Serhat Birlik'ten alınacak 10 milyon lira “Sedef Kule” için değil Edirne halkının zorunlu ihtiyaçları için kullanılmasını istiyoruz.Kent Kartları ücretsiz olarak dağıtılmalı. Bugüne kadar dağıtılanların paraları geri verilmelidir. Kartlı ve kartsızlar arasındaki hukuksuzluk giderilmelidir. Bu arada öğrenciler için ikametgah belgesine son verilmeli, İşsiz kalacak muavinlere iş imkanları sağlanmalıdır. Bu yönde duyarlı olan Edirne halkını da bize destek vermeye davet ediyoruz” denilerek duraklara astıkları afişlerle zamların geri alınması yolundaki taleplerini bir kez daha halka duyurmak istediler.

Kaynak:  http://www.edirneajans.com/index.php

20 Şubat 2011 Pazar

Hiç Gitmediği Tekirdağ'da Üzerine TOKİ Evi Çıktı

Hiç Gitmediği Tekirdağ'da Üzerine TOKİ Evi Çıktı

Kırıkkale'nin Yahşihan İlçesine Bağlı Hisar Köyünde Oturan 68 Yaşındaki Kadın, TOKİ'nin Alt Gelir Grubuna Yönelik Konutlarına Başvurmak İçin Gittiği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nda (Sydv), Hiç Gitmediği Tekirdağ'da Adına Kayıtlı Bir Ev Olduğunu Öğrendi.
 
DİNÇER DEMİRAL
Kırıkkale'nin Yahşihan ilçesine bağlı Hisar köyünde oturan 68 yaşındaki kadın, TOKİ'nin alt gelir grubuna yönelik konutlarına başvurmak için gittiği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nda (SYDV), hiç gitmediği Tekirdağ'da adına kayıtlı bir ev olduğunu öğrendi.

Alınan bilgiye göre, Hisar köyünde oturan Meryem Ceylan, TOKİ'nin alt gelir grubuna yönelik yaptığı 448 adet 1+1 konutlardan almak için geldiği Yahşihan Kaymakamlığı'nda, Sydv'ye gitti.

Vakıfta TC numarasıyla işlemleri yapılan Ceylan'ın, Tekirdağ'da üzerine kayıtlı bir evinin olduğu görüldü. Kırıkkale'den başka kente gitmeyen yaşlı kadın, yanlışlık olduğunu, kendisinin Tekirdağ'a hiç gitmediğini belirterek, bu durumun düzeltilmesini istedi.

Ceylan, Aa muhabirine yaptığı açıklamada, aslen Ankara'nın Bala ilçesine bağlı Keklicek köyünden olduğunu, 15 yaşındayken evlenerek Hisar köyüne geldiğini kaydetti.

Kırıkkale'den başka bir ile bile gitmediğini anlatan Ceylan, "Tekirdağ'a hiç gitmedim. Yahşihan'a o yeni evlere yazılmak için geldim. Bana senin üzerinde ev kayıtlı görünüyor hem de Tekirdağ'da dediklerinde şok oldum. 4 çocuğum var, kocam öldü. Belli bir gelirim yok. Köyde bahçe işlerine giderek geçiniyorum. Ben Tekirdağ'da nasıl ev alırım?" diye konuştu.

Ceylan, kaymakamlıktan yardım aldığını, yeşil kartı bulunduğunu dile getirerek, "Bu ev nasıl benim üstüme olur anlayamadım. Kaymakam bey, Vali bey yardım etsinler. Ben hayatımda haram yemedim. Kimsenin malında da, evinde de gözüm yok. Sadece isim benzerliği ve yanlışlıkla bana yazılmış bir ev. Bana ait olmayan o ev nedeniyle TOKİ konutlarından da yararlanamıyorum" dedi.

Yahşihan Sydv Müdürü Osman Türkyılmaz da, Meryem Ceylan'ın vakıftan belirli aralıklarla yardım aldığını, kendisini tanıdıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Dosyasını incelerken Tekirdağ Yavuz Mahallesi'nde bir evinin olduğunun farkına vardık. Tekirdağ tapu dairesini aradık, anne adı ve diğer kayıtlar Meryem teyzenin adına çıkıyor. Meryem teyze ise o ev benim değil, bu şekilde ben o evi kabullenemem diyor. Daha sonra oradaki belediye ve muhtarlıkları arayarak o evde Nurhan ve Meryem Ceylan adında kişiler oturduğunu öğrendik. Orada tapudan veya herhangi bir şekilde memur hatasından olabilir. Bir yanlışlık olduğu ortaya çıkıyor. Meryem teyze mağdur durumda. Bir an önce bunun düzeltilmesi gerekir."

- KIRIKKALE (Anadolu Ajansı)

kaynak: http://www.devriyehaber.com/

Maliye: Vatandaşa 1 Yıl İçinde Bildirilmeyen Para Cezaları Ortadan Kalkacak

Maliye: Vatandaşa 1 Yıl İçinde Bildirilmeyen Para Cezaları Ortadan Kalkacak

1 Yıl İçinde Vatandaşlara Bildirilmeyen, Askerlik, Seçim, Nüfus, Trafik, Karayolu Taşıma ve Otoyollardan İhlalli Geçişler Sebebiyle Kesilen Para Cezaları Takip Edilmeyecek.

DİNÇER DEMİRAL

 Cezanın kesildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde vatandaşlara bildirilmeyen, askerlik, Seçim, nüfus, trafik, karayolu taşıma ve otoyollardan ihlalli geçişler sebebiyle kesilen para cezaları takip edilmeyecek.

Maliye Bakanlığı, konuyla ilgili bir açıklama yaparak, bir gazetede yer alan, "1 yılda bildirilmeyen vergi cezası artık ortadan kalkacak" haberini düzeltti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in dün Antalya'da Vergi Dairesi Başkanları ve Defterdarlarla Kamu Alacaklarının
Yeniden Yapılandırılmasına Dönük Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında, "Bundan sonra 1 yıl içinde tebliğ edilmeyen ceza, ceza olmaktan çıkacaktır." dediği ifade edilen açıklamada, Bakan Şimşek'in TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 22'nci maddesi ile Kabahatler Kanununda yapılan değişikliğe atıfta bulunduğuna vurgu yapıldı. Açıklamada şöyle denildi:

"Kanundaki değişikle, askerlik, Seçim, nüfus, trafik, karayolu taşıma ve otoyollardan ihlalli geçişler sebebiyle kesilen para cezalarının ilgili idarelerce fiilin işlendiği tarihi takip eden bir yıl içerisinde ceza muhataplarına tebliğ edilmesi şartı getirilmiştir. Bir yıl içinde tebliğ edilemeyen bu idari para cezaları takip edilemeyecektir. Haberde yansıtıldığı gibi düzenlemenin vergi ve vergi cezalarıyla hiç bir ilgisi yoktur. Vergi ve vergi cezaları ile ilgili mevcut kurallarda hiçbir değişiklik söz konusu değildir." - ANKARA (Cihan Haber Ajansı

kaynak: http://www.devriyehaber.com/

Üniversiteli kıza sokakta infaz

Üniversiteli kıza sokakta infaz

Gaziantep te okuyan üniversite öğrencisi Pınar Türkmen (21), sokak ortasında öldürüldü. Türkmen in eski erkek arkadaşı 24 yaşındaki E.G. gözaltına alındı

Editör     DİNÇER DEMİRAL



 Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu 4’üncü sınıf öğrencisi Pınar Türkmen, önceki akşam sokakta yürürken vücuduna 3 el ateş edildi. Olay yerine gelen ekipler, Türkmen’in vurulduktan yaklaşık 10 dakika sonra yaşamını yitirdiğini belirledi. Türkmen ile aynı sınıfta öğrenimini sürdüren ve genç kızla 3 yıl arkadaşlık yaptığı belirtilen E.G. gözaltına alındı.
Türkmen ile arkadaşlıklarının birkaç ay önce sona erdiğini belirten E.G., olayla ilgisinin olmadığını öne sürdü. Türkmen’in sırtına 2, kafasına ise 1 kez ateş edildiği belirlenirken, cinayetin işlendiği yerin yakınındaki bir bakkalın da ifadesinde, silah sesi duyup dışarı çıktığında köşeden hızla uzaklaşan bir kişiyi fark ettiğini söylediği öğrenildi. Sınıf arkadaşları ise Pınar’ın 3 gün önce E.G. ile okulda tartıştığını söyledi. Türkmen’in cenazesi Kilis’te toprağa verildi.

kaynak: http://www.devriyehaber.com/

Selimiye Devlet Hastanesi'nde Cenaze

 
Edirne Selimiye Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde hayatını kaybeden bir hastanın yakınları, ihmali bulunduğunu iddia ettikleri doktora tepki gösterdi. Hastane bahçesinde toplanan vatandaşları Başhekim Yardımcısı sakinleştirmeye çalıştı.

Nefes darlığı şikayetiyle Edirne Selimiye Devlet Hastanesi'ne getirilen 17 yaşındaki Melek Karataş, yoğun bakımın ünitesi yatak yetersizliği nedeniyle, Özel Çorlu Rayap Hastanesi'ne sevk edildi. Karataş, iki hastane arasında hayatını kaybetti.

Acılı baba Nail Karataş, kızının Selimiye Devlet Hastanesi'nde 4 saat ambulans beklediğini öne sürdü.

Karataş, saat 09.00 sıralarında kızını hastaneye götürdüğü sadece bir iğne yapılıp serum takıldığını anlattı. Karataş, "Köpek kadar bir değerimiz yok bizim. İnsanlık bu mudur? Benim bir silahım olsa buraya basardım. Kızımın nefes darlığı şikayetiyle buraya geldik. Bize bir şey demediler. Hastalığımızı dahi söylemediler. Bekleyin ambulans gelecek dediler. Saat 09.00'tan bu yana buradayız. Yatak yok ve ambulans yok dediler." dedi.

Hasta yakınları ambulansı beklemeye başlayınca hastanede herhangi bir olumsuzluğun yaşanmaması için Edirne Emniyet Müdürlüğü'nden polis desteği istendi. Bunun üzerine çok sayıda polis hastaneye sevk edildi. Hastane güvenlik önlemini alan polis hasta yakınlarını sakinleştirmeye çalıştı. Bir süre sonra ambulans hasta morguna giriş yaptı. Melek Karataş'ın yakınları morgun girişine akın etti. Cenazenin ambulanstan çıkarılması sırasında yakınları gözyaşlarına boğuldu.

Bu arada, kızlarına gereken ilginin gösterilmediğini iddia eden hasta yakınları Acil Servis doktoruna tepki gösterdi. Yaklaşık 4 saat boyunca hastanede bekletildiğini ve sevk için ambulans istenmediğini savunan yakınları olayda ihmali bulunan sağlık personeli hakkında işlem yapılmasını istedi.

Toplanan kalabalığı yatışmak isteyen Selimiye Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Melek Karataş'ın yakınlarından üç kişi içeri alarak bilgi verdi. Doktor hakkında incelemenin yapılacağını ve ihmali bulunması halinde gerekli işlemin yapılacağını öğrenen hasta yakınları savcılığa suç duyurusunda bulunacağını kaydetti.

Ali Karataş ise, "Çorlu'ya sevk edilirken hastamızı Havsa'da kaybettik. Acil Servis'in kayıtlarına bakılabilir. Acilde iken 4 kez aradım ambulans gelmedi. Buradaki doktor da 4 saat boyunca kardeşime hiçbir müdahale etmeden burada bekletildi. En son kardeşim yolda öldü. Biz bu doktordan şikayetçiyiz." diye tepki gösterdi.

kaynak: http://www.edirneajans.com/index.php

Emin Halebak, Turgut Dibek'i geçti.

Halebak %23 oy aldı
Dibek ankette %4 oy aldı
Lüleburgaz Hürfikir gazetesinin yaptığı anket sonucunda Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak, CHP içerisinde yüzde 23 oy alarak birinci oldu. Halktan kopuk bir şekilde görev yaptığı ifade edilen Milletvekili Turgut Dibek ise yüzde 4 oy oranı ile ankete katılan 15 aday içerisinde ancak 11. olabildi.
Kırklareli Haberci'den
Anketin sadece Lüleburgaz'da yapılmasının  çok sağlıklı olmadığı kanaatindeyiz. Anketin Kırklareli'ndede yapılması durumunda aynı oranlar çıkarmıydı acaba?
 
Kaynak:http://kirklarelihaberci.blogspot.com/

Hastaneden 'Boş yatak yok' denilip Çorlu'ya sevk edilen 17 yaşındaki Melek, yolda hayatını kaybetti.

Edirne'de, solunum yetmezliği şikayeti üzerine ailesi tarafından Edirne Devlet Hastanesi Selimiye Ünitesi'ne getirilen 17 yaşındaki Melek Karataş, 'Boş yoğun bakım yatağı bulunmadığı' gerekçesiyle sevk edildiği Çorlu'ya giderken ambulansta hayatını kaybetti. Karataş'ın ailesi hastanede görevli doktorlara tepki gösterirken, hastane yönetimi konuyla ilgili soruşturma başlattı.

Edirne Menzilahır Mahallesi'nde ailesi ile birlikte yaşayan Melek Karataş, solunum yetmezliği şikayeti üzerine babası Nail Karataş tarafından bugün saat 09.00'da eski SSK Hastanesi olan Edirne Devlet Hastanesi Selimiye Ünitesi'nin Acil Servisi'ne getirildi. Kronik solunum yetmezliği rahatsızlığı bulunan Melek Karataş'a burada ailenin iddiasına göre yeterli müdahalede bulunulmadı. Öğleden sonra da Acil Servis doktoru E.C.U., 'Boş yoğun bakım yatağı bulunmaması nedeniyle' Melek'i, Özel Çorlu Reyap Hastanesi'ne sevk etti. Ancak 14 kilometrelik ambulans yolculuğun ardından Melek Karataş Havsa'da yakınlarında yolda hayatını kaybedince ambulans geri döndü.

AİLE, DOKTORDAN ŞİKAYETÇİ
Melek Karataş'ın ölüm haberini alan ve gözyaşlarına boğulan yakınları Edirne Devlet Hastanesi Selimiye Ünitesi'ne geldi. Bunun üzerine çok sayıda polis ekibi hastanede güvenlik önlemi aldı ve tepkili kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı. Bu sırada baygınlık geçiren Karataş'ın bir yakını sedye ile hastaneye taşındı ve tedavi altına alındı.

Kızını sabah saat 09.00'da hastaneye getirdiğini belirten baba Nail Karataş, "Yatak yok denilerek bizi Edirne'de başka bir hastane yok gibi Çorlu'ya sevk ettiler. Saatlerce ambulans bekledik. Ambulans geldi ve kızımı götürüren, yolda hayatını kaybetti. Acilde görevli doktordan şikayetçiyim" dedi. Hastene yönetimi ise, konunuyla ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı. Melek Karataş'ın kesin ölüm nedeni otopsiden sonra belli olacak

KAYNAK:http://kirklarelihaberci.blogspot.com/